6, Aylık Araştırmalarım Sonucunda Nihayet Atalarımın Soy
Kütüğünü Ortaya Çıkarabildim
Bu Çalışmalarım Osmanlı Arşivi Sonuçları Gerçek
Bilgilere Dayanıyor 93 Harbinde Ve Önceden Gelen Tüm Akrabalarım Hangi İlde
İlçede Yaşıyor Tespit Ettim Bu Sayede İkinci Derece Akrabalarımın-Da
Türkiye'mde Yaşadığı İlleri Ve İlçeleri Hangi Boydan Geldiklerini de Tespit
Edebildim nihayet,
Böylece Akrabalarıma Verdiğim
Sözü De Yerine Getirmiş Olmanın Mutluluğunu Taşıyorum.
Yaptığım Araştırmanın Sonuna Geldim ve Atalarımın Oğuzlara
Dayandığını Üç oklar Boyuna Mensup Olduğunu Ve Denizhan’ın Atamız Olduğu Bizlere KARAPAPAK Türkü
İğdir , Denildiğinini Öğrenmiş Bulunuyorum.
( Iğdır/Yiğdir/İğdir: “Yiğitlik, Büyüklük” Mânâsındadır.
İçel’in Bozdoğanlı Oymağı, Anadolu’da Yüzlerce Yer Adı Bırakan İğdirler,
İran’da Büyük Kaşkay-Eli İçindeki İğdirler Ve Iğdır Adı, Bu Boyun Hâtırasıdır.
B) Beğduz/Bügdüz/Böğdüz: “Herkese Tevâzu Gösterir Ve Hizmet Eder Mânâsındadır.
Dicle Kürtleri İlbeği Olup, Hazret-İ Peygamber’e Elçi Giden (622-623 Yılları
Arasında Medîne’ye Varan), Bogduz-Aman Hanedanı Temsilcisi Ve Kürmanç’ın İki
Ana Kolundan Bokhlular/Botanlar, Yenikent-Yabgularından Onuncu Yüzyıldaki
Şahmelik’in Atabegi Kuzulu, Halep Türkmenlerinden Büğdüzler Bu Boydandır.)
Peki Akrabalarım Türkiye de Nerelerde Yaşıyor
İşte Bunun
Cevabı Da Bu Yazımda...
KARAPAPAK Türkü Oğuzlar-Denizhan-Üçoklar-BOYU
Ağrı-Taşlıçay-Tutak-Ankara-Kızılcahamam-Pazar-Antalya
–Kumluca-Bolu-Düzce-Gümüşova-Burdur –Yeşilova-Bursa Gürsu-
Çankırı-Kurşunlu-Yapraklı-Denizli-
Çivril-Eskişehir-Sarıcakaya-Mersin-Kars-Selim-Kastamonu-Araç-Çatalzeytin-Küre-Malatya-Hekimhan-Samsun-Bafra-Kolay-Sıvas-
Zara-Beypınarı-Tokat –Zile-Artova-
Zonguldak-Ereğli-Eflani-Bayburt-Neden-Iğdır,,.
Bize En Yakın Akrabalarımız İse Bayındır Boyu
(/Bayındır: “Her zaman nîmetle dolu yer” mânâsındadır. Akkoyunlular sülâlesi, İzmir’den Âzerbaycan’daki Gence’ye kadar Bayındır adlı yerler bu boydan gelir. )
Türkiye De
Yerleştikleri İşte Yaşadıkları İl Ve İlçeler
Oğuzlar-Gökhan-Üçoklar-BOYU
KARAPAPAK Türkü
Adana-Bahçe-Harunıye-Ağrı
Tutak-Taşlıçay-Ankara-Çamlıdere-Peçenek-Çankaya-Antalya Elmalı-Aydın
-Nazilli-Balıkesır Merkez-Bolu –Gönyük-Burdur-Gölhisar-Çavdar-Çankırı-Çerkeş-Eskipazar-Orta-Çorum-
Mecıtözü-Dıyarbakır-Bismil –Tepe-Elazığ –Keban-Erzurum
–İspir-Pazaryolu-Tekman-Gökoğlan-Gaziantep-Nizip-Giresun-Bulancak-Kovancık-Gümüşhane-Yağmurdere-Mersin-Silifke-İzmir-Kastamonu
–Kuzyaka-Kırşehir- Kaman-Konya-Beyşehir-Samsun-Kavak-Sivas-Kangal-Kavak-
BİRAZ DA OĞUZLARI TANIYALIM
Karapapaklar Oğuz Türklerinden olup ülkemizde birçok şehre yerleşmiş bulunmaktadırlar. Ayrıca Azerbaycan , İran da yoğun olmak üzere , Ermenistan ile Özbekistan ve diğer Türk Cumhuriyetleri ile Avrupa’nın çeşitli kentlerinde yaşamaktadırlar.
Bugün kültürce birleşmesi kolay olan Türkler, özellikle Oğuz Türkleri, yani Türkmenlerdir. Türkiye Türkleri gibi Azerbaycan, İran ve Harizm ülkelerinin Türkmenleri de Oğuz uruğundandır.
Oğuz Türkleri bugün dört ülkede yayılmış olmakla birlikte tümü birbirine yakındırlar. Dört ülkedeki Türkmen illerinin adlarını karşılaştırırsak, görürüz ki birinde bulunan bir ilin ya da boyun öbürlerinde de kolları vardır.
Karapapak ve adını alarak Ağrı Sivas, Kars ve Azerbaycan yörelerine yerleşmişlerdir.
Borçalı-Kazak boyundan gelen Karapapak Türkleri, Kıpçak Kuman, Bulgar ve Hazar Türklerinin Ön-Asya'daki koludur. Borçalı ve Kazak diye iki kola ayrılırlar. Kafkasya'da ve yakın bölgelerde dağınık bir vaziyette yaşayan Karapapak Türklerine, siyah astragan kalpak giydikleri için komşuları bu adı vermişlerdir. Farklı bir rivayette ise islam dinini kabul edip medineye Hz. Muhammedi ziyarete gittiklerin deHazret-i Peygamber’e elçi giden (622-623 yılları arasında Medîne’ye varan) Karapapak Türklerine, siyah keçi derisi hediye alarak dönen hacılar yol uzun ayakabınız yırtılınca çarık yaparsınız diye verilen hediyeye saygıdan bunlardan papak yapmaları dolayısı ile kara papak ismi aldıkları rivayet edilir
Tarih
Çıldır ve Ardahan’daki Karapaklar (ve Terekemeler) önceden Kuzey Azerbaycan’da, Kazah Şemsettin Khanate’nin Kazah ve Borçalı bölgelerindeki Debed ve Borçalı nehirleri boyunca yaşarlardı. 1828 yılında imzalanan Türkmençay Anlaşması’ndan sonra bir bölümü Kars’a ve bir bölümü de İran Azerbayca’ının Sulduz bölgesine, Ushnu’nun doğusuna göç etti. Bir başka kayda göre, Terekemeler Hazar denizi kıyısında, Gamri Uzun’dan Derbent’e uzanan ovada yaşarlardı.
90-100 hanelik bir Terekeme grubu, 1904 yılında Türkiye’ye yerleşmek için başvuruda bulundu. Bir kısmı o zaman Rusların elinde bulundurduğu Kars’a, bir kısmı Ağrı, Taşlıçay Tutak ve Eleşkirt’e geldi; diğerleri Adana’ya (orada halen bir Terekeme köyü vardır), geri kalanlar ise 1914 yılında Malazgirt’ten Sivas’ın Tutmaç, Büyükköy ve Kurdoğlu köylerine göç ettiler. Fakat, daha önce, 1877’de, Sivas’ta en az bir Terekeme köyü bulunmaktaydı.
Diğerleri ise 1921’de Rusların çekilmesiyle Kars’a geldiler; bunlar Gümrü Antlaşmasıyla gerçekleşen nüfus mübadelesiyle Akbaba, Tiflis, Borça ve Kazah bölgelerinden göç ettiler.
Söz konusu isimsel farklılığın nedeni, Rusların, kısmen Kafkasya ve kısmen de İran’dan gelip eski Aleksandropol bölgesine, Akhaltsike’ye ve şimdiki Gürcistan’daki Akhalkalaki’ye yerleşenleri tanımlamak için “Karapapaklar” terimini kullanmış olmalarına dayanabilir,
VON HELLWALD’ın (1878:99) kaydettiğine göre, Rus işgalinden önce Osmanlı topraklarında 105 köyde 29.000 Terekeme & Karapapak yaşıyordu.
Aşağıdaki bilgiler. Dr. Orhan Yeniaras'ın "Karapapak Ve Terekemelerin Siyasi Ve Kültür Tarihine Giriş" kitabından alınmıştır. Buradan Karapapaklar ile ilgili aşağıdaki tarihsel bilgiyi ediniyoruz.
Kafkaslar'i asarak Kür Irmağı boylarına iki yeni Türk boyu geldi. "Borçali" ve "Kazakli" olarak anılan bu boylar, bugün Terekeme olarak bilinen Türklerin atalarıdır. At sürüleri (Yılkı) ve koyun besiciliği yapan bu boylar "Karapapaklar" diye anılmaya başlandılar. Kür boylarındaki egemenliklerini pekiştirmek isteyen Karapapaklar Tiflis, Nahcivan, Karabag, Loru, Ahir- kelek, Gence ve Sirvan dolaylananda yurt tuttular.
Bulundukları bölgede bir çok yer ve akarsu, dağ ve ovalara kendi adlarını verdiler. Bugün Gümrü'nün kuzeydoğusundan çıkarak Kür'e karışan Borçali Çayı ile Pembek dağından çıkarak Arasa karışan ''Kazak Çayı'' isimleri ile bu yılların hatırasını taşırlar
Karapapaklar komşuları Arsaklilarla geçinemezlerdi. Zaman zaman sınırı geçerek akınları düzenlerlerdi. Dede Korkut hikayelerinden bazıları konularını bu iki Türk toplumu arasındaki savaşlardan almıştır. Örneğin "Salur Kazan" hikayesinin bas kahramanı Ulas oğlu Salur Kazan Arsakli hükümdar sülalesindendir. Arsaklilarla Karapapaklar arasında izleyebildiğimiz ilk savaş M.S. 200 yılında cereyan etmiştir. Karapapaklar Surhan isimlik bir başbuğun idaresinde Kür Irmağını geçerek Arsakli ülkesini yağmaladılar. Durumu öğrenen Arsak hükümdarı Ulas onları takip ederek Derbent Geçidi'hde (Demirkapi) yakaladı. Bu iki Türk toplumu arasında yapılan çetin ve kanlı savaşta Karapapaklar, büyük kayıplar vermelerine karsın Arsak hükümdarı, Ulasi' öldürdüler. Karapapaklar üslerine dönerken hükümdarları ölen Arsaklilar'da onları takip edemediler.
”
DilEsas olarak Karapapak dili Azeri dili ile aynıdır. Bu Batı (oğuz) dillerinden biridir. Türkiye’de bu dil hâlâ güçlü görüldüğü kadarıyla asimilasyona uğrayıp Doğu Anadolu lehçelerine karışmıştır.
DinDin İslamdır ve yoğun olarak Karapaklar mezhebi Sünni’dir.
DağılımKarapapaklar, Türkiye’nin Ağrı, Akyaka, Ankara, Ardahan, Arpaçay, Çıldır, Digor, Iğdır, İstanbul, İzmir, Kars, Kağızman, Muş, Susuz, Selim, Sarıkamış, Sivas, Azerbaycan’ın Sulduz bölgesi, Ermenistan’ın Ağbaba bölgesi, İran Devleti kuzey bölgesi, Türk Cumhuriyetlerinde ve Avrupada dağınık şekilde yaşamaktadırlar.
Özellikle Ardahan’ın Çıldır ilçesinde yoğunlaşmaktadır; Çıldırlıların söylediklerine bakılırsa tüm köyler Karapapak ya da Terekemedir; en yoğun şeklinde bulundukları ikinci yer Arpaçay ilçesidir. Orada köy nüfusunun yarıdan fazlasını oluşturmuşlardır. Ayrıca Kars merkez ve Selim, Kağızman ilçelerinde bulunurlar. Kavkazskiy Kalender’e (1910) s. 546, bakılırsa, o zamanlar 99 Karapapak köyü vardır ve bunların 63’ü Kars yöresinde, 29’u Ardahan’da ve 7’si Kağızman’daydı.
Rusların 1877’de Kars’ı işgal etmelerinden sonra, içlere doğru çekilen Karapapaklar Sivas, Tokat ve Zile’de köyler oluşturmuşlardır. Bunlardan biri olan Acıyurt, 1877’de hali hazırda Karapapak nüfusuna sahiptir. Ayrıca Kayseri’de iki köyün (Pınarbaşı ve Sarız) Karapapak nüfusuna sahip olduğu kaydedilmiştir.
Çıldır ve Arpaçay’daki Karapapak ve Terekemeler, sığırtmacılarını ve çobanlarını Çıldır’ Gölü’nün batı ve doğusundaki yaylalara gönderirler; fakat diğer köylüler evlerinde kalırlar. (SÖZER 1972)
İlk Türklerden İtibaren Terekeme Tarihi
Oğuzlar, Oğuz Boyu
Bugün; Türkiye, Balkanlar, Âzerbaycan, İran, Irak ve Türkmenistan’da yaşayan Türklerin ataları olan büyük bir Türk boyu. Oğuzlara, Türkmenler de denir.
kelime, Anadolu ağızlarında “halim selim, ağırbaşlı” mânâlarına da kullanılmaktadır. Arap kaynaklarında ise “guz” veya “uz” şeklinde geçmektedir.
İlk zamanlar Üçok ve Bozok adlarıyla iki ana kola ayrılmış olan Oğuzlar, daha sonraki devirlerde, Dokuz Oğuz, Altı Oğuz, Üç Oğuz adlarında boylara da ayrıldılar. Oğuzlar, yirmi dört boydan meydana gelmişti. Bunlardan on ikisi Bozok, on ikisi Üçok koluna bağlıydı. Tarihçiler, hazırladıkları cetvellerde Oğuz boylarının adlarını, sembollerini ve ongunlarını (armalarını) göstermişlerdir. Buna göre, Bozoklar; Kayı, Bayat, Alka Evli, Kara Evli, Yazır, Dodurga, Döğer, Yaparlu, Afşar, Begdili, Kızık, Kargın; Üçoklar ise; Bayındır, Peçenek, Çavuldur, Çepnî, Salur, Eymur, Ala Yundlu, Yüreğir, İğdir, Büğdüz, Yıva, Kınık boylarına ayrılmışlardı. Bugün Türkiye’de yirmi dört Oğuz boyuna ait işaret ve yer adlarına çok rastlanmaktadır.
Oğuz adına ilk defa Yenisey Kitabelerinde rastlanmaktadır. Barlık Irmağı yöresinde bulunan bu kitabelerde; “Altı Oğuz boyu” sözü yer almaktadır. Öz Yiğen Alp Turan adlı bir beye ait olan bu kitabelerin yazıldığı devirde, Oğuzlar, Göktürklerin hakimiyeti altında altı boy hâlinde Barlık Irmağı kıyılarında yaşamakta idiler.
Göktürklerin hâkimiyetini kabul etmediler. Çin taraflarına göç ettiler. Bir müddet sonra tekrar eski yurtlarına döndüler. Bu mücadelelerde zayıflayan Göktürkler, 745’te Uygurlar tarafından yıkıldı. Bu esnada Uygurlara yardım eden Oğuzlar, Uygur Devletinin dayandığı başlıca boylardan biri oldu. Uygurlarla birlikte Basmıl ve Karluklar'a karşı savaştılar. Fakat zaman zaman Uygurlara karşı da isyan etmekten geri durmadılar. Eski müttefikleri Dokuz-Tatarlar ile birleşerek Uygur Kağanı Moyunçur’a karşı cephe aldılar. Zaman zaman Çin’e gittiler. Daha sonra Çin’den çıkarak eski yurtlarına döndüler. Uygur Devletinin yıkılması üzerine batıya göçerek Sir Derya (Seyhun) kıyılarına ve onun kuzeyindeki bozkırlara yerleştiler. Onuncu yüzyılda, göçebe hayatı yanında, yerleşik bir hayat sürmeye de başladılar. Göçebe Oğuzlar, daha ziyade koyun, at, deve, sığır yetiştiriciliği ve ticaretle uğraşıyorlardı. Yerleşik Oğuzlar ise, Sabran (Karacuk), Suğnak, Karnak, Sütkent gibi şehirlerde oturuyorlardı. Onuncu asırda henüz Müslüman olmamış olan Oğuzlar, inanışları gereği bir takım ibadet ve âyinleri yerine getiriyorlardı. Ancak yaşayış bakımından İslâmiyet'e uygun tarafları vardı. Soy temizliğine ehemmiyet verirlerdi. Bilhassa zina gibi suçların cezası ölümdü.
Selçuk’un büyük oğlu Arslan İsrâil, Horasan’da hâkimiyet kurup, diğer Oğuz boylarını idaresi altında topladı. Daha sonraları, Tuğrul ve Çağrı Beyler idaresindeki Selçuklular, Sâmânoğulları ile ittifak kurarak, Karahanlılar'a ve Gazneliler'e karşı mücadele ettiler. Selçukluların başarılı idareleri sebebiyle pek çok Oğuz boyu onları ile birleştiler Birçokları yerleşik hayata geçti.
Selçuklu Devletinin kurulmasında esas rolü oynayan Oğuzlar ve diğer Oğuz boyları, 11. yüzyılın ikinci yarısından itibaren akın akın İran, Irak, Anadolu ve Suriye’ye doğru yayıldılar. Selçuklu Devletinin sınırlarını Ceyhun Nehrinden Akdeniz’e kadar genişlettiler. İslâmiyet'i kabul etmeden önce dünyevî maksatlar ve kuru cihangirlik için çalışan, harp eden ve soylarının temizliğiyle tanınan Oğuzlar, İslâm dînini kabul ettikten sonra, Allahü teâlânın yüce dîni olan İslâmiyet'i yaymaya gayret ettiler. Gittikleri yerlerde doğruluğun, adaletin, ilmin ve medeniyetin savunuculuğunu yaptılar. İnsanlara hizmet etmek, ilmin ve medeniyetin yayılmasını sağlamak için pek çok cami, medrese, kervansaray, hamam ve köprü yaptırdılar. Büyük Selçuklu, Türkiye Selçukluları, Akkoyunlular, Salgurlular, Artukoğulları, Karamanoğulları, Ramazan oğulları, Dulkadiroğulları ve Osmanlı devletlerini kurarak İslâm dîninin yayılmasına hizmet ettiler. İslâmiyet'in ve Müslümanların yok edilmesi için çalışan Haçlılara karşı parlak zaferler kazandılar. İslâmiyet'e, ilme ve adalete karşı olan ortaçağ Avrupa’sına pek çok yenilikleri götürdüler. Dokuz yüz sene boyunca, kurdukları devletlerin sınırları içinde yaşayan bütün unsurlara karşı İslâm dîninin emirleri doğrultusunda hareket ederek, hizmet ettiler. Bugün Türkiye, Âzerbaycan, İran, Türkmenistan, Afganistan, Irak ve Suriye’de yaşayan Türkler, Oğuzların neslindendir.
Oğuz teşkilâtı, yirmi dört boyun çıkardığı sülâleler ve meşhûr şahsiyetleri:
Boz-Oklar: Dış Oğuzlar da denip, Sağ kolu teşkil ederler. (Bkz. Oğuz Kağan Destanı)
1. Gün-Alp/Gün-Han: Sembolü şâhin. Oğulları: a) Kayıg/Kayı-Han: “Sağlam, berk” mânâsındadır. Üç kıta ve yedi denize altı yüz yıldan fazla hâkim olan Osmanlı sülâlesi bu boydandır. Kayı Boyundan Ertuğrul Gâzi ve her biri birer müstesnâ şahsiyete sâhip, çoğu dâhî, cihangir, kumandan, şâir ve sanatkâr olan Osmanlı sultanları, Kayı Han neslinin kıymetini göstermeye kâfidir. b) Bayat: “Devletli, nîmeti bol” mânâsındadır. Maraş ve çevresine hâkim olan Dulkadiroğulları, İran’da Kaçarlar, Horasan’da Kara Bayatlar, Maku ve Doğubeyazıt hanları, Kerkük Türkmenlerinin çoğu, bu boydandır. Dede Korkut kitabını 1480’de Hicaz’da yazan Tebrizli Hasan ve meşhûr şâir Fuzûlî bu boydandır.
c) Alka-Bölük/Alka-Evli: “Nereye varsa başarı gösterir” mânâsındadır. Türkiye ve Âzerbaycan’daki Alaca, Alacalılar adı taşıyan yerler bu boyun hatırasıdır.
d) Kara-Bölük/Kara-Evli: “Kara otağlı (çadırlı)” mânâsındadır. Karalar ve karalı gibi coğrafî yer adları bunlardan kalmadır.
2. Ay-Alp/Ay-Han: Sembolü kartal. Oğulları:
a) Yazgur/Yazır: “Çok ülkeye hâkim” mânâsındadır. Ab-Yabgu devrindeki Yenibent Yabguları, Batı Türkistan’daki Cend Emirleri, Kara-Daş denilen Horasan Yazırları, Ahıska’dan aşağı Kür boyundaki Azgur-Et (Azgur Yurdu) Kalesi, Kürmanç Kürtlerinin Azan Boyu, Toroslardaki Gündüzoğulları Hanedanı bu boydandır.
b) Tokar/Töker/Döğer: “Dürüp toplar” mânâsındadır. Yenikentli Vezir Ayıdur, Harput-Diyarbakır-Mardin hâkimleri, Artuklular, Sincar-Siverek, Suruç arasında hâkim eski Caber Beyleri, Memluklar devrinde Halep Döğeriyle Hama Döğerleri, bugünkü Mardin-Urfa arasında yirmi dört oymaklı Kürt Döğerleri, Hazar Denizi doğusundaki Saka Boyu Takharlar; Şavşat’taki Ören kale, To-Kharis ve Malatya’nın Tokharis bucağı, Dağıstan’daki Digor ve Kars ve Arpaçay sağındaki Digor kazası bu boydan hatıradır.
c)Totırka/Dodurga/Dödürge: “Ülke almak ve hanlık yapmak” mânâsındadır. Sivas doğusundaki Tödürgeler bu boydandır.
d) Yaparlı: “Misk kokulu” mânâsındadır. misk ticareti yapan Yaparı Oymağı bu boydandır. Yaparı Oymağının Akkoyunlu ve Giraylı camilerinin mihrap duvar harcına bu güzel ıtriyattan kattıklarından hâlâ hoş kokmaktadır. Diyarbakır ve Kırım’da hatıraları vardır.
3. Yıldız-Alp/Yıldız Han: Sembolü tavşancıl. Oğulları:
a) Avşar/Afşar: “Çevik ve vahşî hayvan avına hevesli” mânâsındadır. Hazistan Beyleri, Konya’daki Karamanoğulları, İran’daki Avşarlı Nâdir Şah ve hanedanı, Ürmiye ve Horasan Afşarları bu boydandır.
b) Kızık: “Yasakta pek ciddi ve kuvvetli” mânâsındadır. Gaziantep, Halep ve Ankara çevresindeki Kızıklar, Doğu Gürcistan’da ve Şirvan batısındaki ovaya Kızık adını verenler bu boydandır. c) Beğdili: “Ulular gibi aziz” mânâsındadır. Harezmşahlar, Bozok/Yozgat-Raka/Halep çevresindeki Beğdililer, Kürmanç Badılları bu boydandır.
d) Karkın/Kargın, “Taşkın ve doyurucu” mânâsındadır. Akkoyunlu-Dulkadiroğlu ve Halep-Hatay bölgesindeki Kargunlar, Doğu Anadolu ve Âzerbaycan’daki ilkbaharda eriyen karların suları ile kopan sel ve su kabarmasına da Kargın/Korkhun denilmesi bu boyun adındandır.
Üç-Oklar: İç Oğuzlar da denilip, sol kolu teşkil ederler.
1. Gök-Alp/Gök Han: Sembolü sungur. Oğulları:
a) Bayundur/Bayındır: “Her zaman nîmetle dolu yer” mânâsındadır. Akkoyunlular sülâlesi, İzmir’den Âzerbaycan’daki Gence’ye kadar Bayındır adlı yerler bu boydan gelir.
b) Beçene/Beçenek/Peçenek: “İyi çalışkan, gayretli” mânâsındadır. Karadeniz kuzeyi ile Balkan Yarımadasına göçen ve 1071 Malazgirt ile 1176 Miryokefalon Meydan Muhârebelerinde Bizanslılardan ayrılarak Selçuklular safına geçen Peçenekler, Dicle Kürmançlarının iki ana kolundan güneydeki Beçene Kolu, Ankara-Çukurova Halep bölgelerindeki Türkmen oymaklarından Peçenekler bu boydandır.
c) Çavuldur/Çavındır: “Ünlü, şerefli, cavlı” mânâsındadır. Türkmenistan’da Mangışlak Çavuldurları, Çorum çevresindeki Çavuldur ve Anadolu’daki Çavdar Türkmen oymakları, Erzurum ve çevresindeki Çoğundur adlı köyler bu boyun adından gelmektedir.
d) Çepni: “Düşmanı nerede görse savaşıp hemen , vuran ve hızlı savaşan” mânâsındadır. Rize-Sinop arasındaki çok usta demirci Çepniler ve Çebiler, Kırşehir, Manisa-Balıkesir çevresindeki ve Kars ile Van bölgelerinde Türkmen Oymağı Çepniler bulunmaktadır.
2. Dağ-Alp/Dağ Han: Sembolü uçkuş. Oğulları:
a) Salgur/Salur: “Vardığı yerde kılıç ve çomağı ile iş görür” mânâsındadır. Kars ve Erzurum hâkimi Salur Kazan Han Sülâlesi, Sivas-Kayseri hükümdarı âlim ve şair Kadı Burhâneddin Ahmed ve Devleti, Fars Atabegleri, Salgurlular, Horasan’daki Teke-Yomurt ve Sarık adlı Türkmenlerin çoğu bu boydandır.
b) Eymür/Imır/İmir: “Pek iyi ve zengin” mânâsındadır. Akkoyunlu, Dulkadirli ve Halep Türkmenleri içindeki Eymürlü/İmirlü oymakları, Çıldır ve Tiflis’teki iyi halıcı ve keçeci Terekeme Oymağı bu boydandır.
c) Ala-Yontlup/Ala-Yundlu: “Alaca atlı, ” mânâsındadır. Yonca kelimesi bu boyun hatırasıdır.
d) Yüregir/Üregir: “Daima iyi iş ve düzen kurucu” mânâsındadır. Orta Toros ve Çukurova Üç-Oklu Türkmenlerinin çoğu, Adana’daki Ramazanoğulları bu boydandır.
3. Deniz Alp/Deniz Han: Sembolü çakır. Oğulları:
a) Iğdır/Yiğdir/İğdir: “Yiğitlik, büyüklük” mânâsındadır. İçel’in Bozdoğanlı Oymağı, Anadolu’da yüzlerce yer adı bırakan İğdirler, İran’da büyük Kaşkay-Eli içindeki İğdirler ve Iğdır adı, bu boyun hâtırasıdır. b) Beğduz/Bügdüz/Böğdüz: “Herkese tevâzu gösterir ve hizmet eder mânâsındadır. Dicle Kürtleri ilbeği olup, Hazret-i Peygamber’e elçi giden (622-623 yılları arasında Medîne’ye varan), Bogduz-Aman Hanedanı temsilcisi ve Kürmanç’ın iki ana kolundan Bokhlular/Botanlar, Yenikent-Yabgularından onuncu yüzyıldaki Şahmelik’in Atabegi Kuzulu, Halep Türkmenlerinden Büğdüzler bu boydandır.
c) Yıva/Iva: “Derecesi hepsinden üstün” mânâsındadır. Büyük Selçuklu Sultanı Melikşâh (1072-1092) devrinde Suriye ve Filistin’i feth eden Atsız Beğ, 12. yüzyılda Hemedân batısında Cebel bölgesi hâkimleri Berçemeoğulları, Haçlıları Halep çevresinde yenen Yaruk Beg, Güney-Âzerbaycan’daki Kaçarlu-Yıva Oymağı bu boydandır. Ankara’da çok makbul yuva kavunu bu boyun yerleştiği ve adları ile anılan köylerde yetişir.
d) Kınık: “Her yerde aziz, muhterem” mânâsındadır. Büyük ve Anadolu Selçuklu devletleri, Orta Toroslardaki Üçoklu Türkmenler, Halep-Ankara ve Aydın’daki Kınık Oymakları bu boydandır.
Hiç yorum yok
bizleri takip ettiğiniz için teşekkür ederiz