KAYAN HABERLER

Zakir KAYA : Türkiye'nin Geleceği Olarak Gösterilen 'Finansal Teknoloji' Nedir, Ne İşe Yarar?



    Dünya’daki paranın %90’ından fazlası artık dijital ortamda bulunuyor. Türkiye, stratejik konumu nedeniyle yeni teknolojileri benimserse dünyanın finansal teknoloji merkezi değeri taşıyor. Bunun için ülkede yaşayan herkesin bilmesi gereken şeyler var. Peki nedir bu “finansal teknoloji”, ne işe yarar?
Torunlarınız bankaları sadece bir “mobil uygulama” olarak bilecekler:
  • Londra’da yapılan finansal teknoloji yatırımları 13 milyar dolara yaklaşırken, İstanbul’da sadece 22 milyon dolarlık yatırım yapıldı. Yani Londra, finansal teknolojilere ayrılan sermaye açısından İstanbul’dan yaklaşık 590 kat daha büyük bir yer.
Peki ya gelecekte kullanacağımız finansal teknoloji hizmetlerini yabancılardan mı alacağız, yoksa kendimiz kurup yabancılara mı satacağız?
Bankacı Facebook, kredi uzmanı Apple ve finansal danışman Amazon:
  • Yeni teknolojiler sayesinde bankalarda çalışan nüfusu azaldığı için masraflarda azalıyor. Böylece işlemler daha ucuz, hatta çoğu zaman ücretsiz hale geliyor. Londra gibi öncü yatırım merkezlerinde artık bu ürünleri tasarımı için değil, kâr sağlayacak yeni yöntemler için çalışıyorlar. 
Türkiye’nin finansal teknoloji merkezi olması için 4 adımı geçmesi gerek:
  1. Teknolojik imkanların yaygınlaşması,
  1. İnsanların şubeler yerine mobil uygulama kullanması,
  1. Finansman ve sermaye kaynağı,
  1. Hükümet ve düzenleyicilerin desteği.
Finansal teknolojilerin uçuşa geçmesini sağlayacak diğer alanlar:
  • E-ticaret: İnternetten alışveriş yaparken finansal teknolojinin ilkel çözümlerinden faydalanıyoruz. Yakında telefonunuzdaki parmak izi sensörüyle ya da yüz tanıma özelliğiyle arlışveriş yapacaksınız.
  • Blok zinciri: Kripto paralardan harici olarak verilerin güvenliği, hesap bilgilerinizin ve paranızın korunmasını sağlayacak teknolojiler blok zinciri sayesinde hayat bulacak.
  • Sigortacılık: Vucüdumuza bağladığımız akıllı saatleri, kulaklıklar sağlık verilerimizi toplayabiliyorlar. Bu verileri sigorta şirketleriyle paylaşarak, anlık sağlık durumumuza göre sigorta primleri ödeyeceğiz. Hatta gerektiği takdirde bu şirketler doktor ranvumuzu alacaklar ve bize bildirecekler. Ürkütücü fakat gerçek.
  • Kitlesel fonlama: İyi bir fikrin desteğe ihtiyacı var. İnsanlar her zaman iyi şeylere destek verirler. Bu desteğin maddi yönünü ise uzun yıllardır kitlesel fonlama tekniği karşılıyor. Oturduğunuz yerden dilediğiniz fikre, dilediğiniz kadar maddi destek sağlayabileceksiniz. Eğer girişimciyseniz, fikirlerinize kolayca maddi destek bulacaksınız. 
Sonuç: "Kader, gayrete aşıktır"
Para ile herkesin işi var. Kişisel olarak ne kadar paranız varsa, o kadar rahat yaşıyorsunuz. Aynı şekilde bu durum toplumumuz ve ülkemiz için de geçerli. Kişisel çabalarınızla yükselip, belirli bir noktaya geldikten sonra ciddi paralar kazanabilirsiniz. Peki bunu toplumsal olarak nasıl sağlayabiliriz? Nasıl daha zengin bir ülke olabiliriz?
Bu soruların cevabı, son yılların belki de en büyük değişimlerinden birisinde yatıyor: Finansal teknolojiler. Bankacılık terimleri, para ile ilgili hesaplamalar canınızı sıkıyor olabilir, ancak ülkemizin geleceği bunları anlamamıza bağlı. İşte bu nedenle dünyayı anlamak için finansal teknolojileri de tanımak, bilmek gerekiyor. 
Finansal teknolojiler (Fintech), parayla ilgili bütün hizmetleri kapsayan teknolojik imkanların, ürünlerin ve hizmetlerin genel adıdır. Mobil banka uygulamalarınız, bankamatik hizmetleri, online ödeme sistemlerinin hepsi finansal teknoloji çatısı altındadır. Peki bu kavram, nasıl oluyor da Türkiye’ye gelecek vadediyor? Gelin birlikte anlayalım.
1980 ve 2012 yılları arasında doğan Y ve Z kuşağındaki her birey, bugünün teknolojilerini inşa ediyor. 2008 yılında gerçekleşen küresel kriz, Silikon Vadisi’ne büyük bir sorumluluk yükledi. Artık orada sadece teknoloji şirketleri değil, bankacılık ve finans hizmetleri için çalışan şirketlerde kurulmaya başladı. 
Şu anda Kaliforniya, New York, Şangay, Londra ve Berlin gibi şehirlerde finansal teknoloji yatırımları milyar dolarları buluyor.
Artık banka şubeleri yavaş yavaş kapanıyor, yerine mobil uygulamalar geçiyor. Banka kartları ortadan kalkıyor, yerine mobil cihazlar geçiyor. Artık banka sıraları kalkıyor, yerine Nesnelerin İnterneti geliyor.
İş Bankası’nın kuruluşu olan Softtech’in 2019 Teknoloji Raporu’na göre Türkiye’nin stratejik konumu, finansal teknoloji merkezi haline gelmesini sağlayabilir. Elbette bunun için alınması gereken çok fazla yok var. Sonuçta Londra veya Kaliforniya gibi devlere yetişmek çok zor, ancak imkansız değil. Peki yabancılar nasıl bu kadar yüksek tutarlarda yatırım topladılar? Cevap basit: Yabancıları kendi topraklarına çektiler. 
İstanbul’un finansal teknoloji merkezi haline gelmesi için Softtech’in önerilerinden birisi de bu. Yabancı finansal teknoloji girişimlerini Türkiye’ye çekebilmek gerekiyor. Goldman Sachs ve Pay-Pay gibi kuruluşların Türkiye’den çıkması zor değil, sadece desteğe ihtiyaç var. 
Artık dev şirketler, para yönetimi işine girmek için sabırsızlanıyorlar. Facebook’un bir sosyal medya ve reklamcılık şirketi olmak dışında farklı meziyetleri de var. Hindistan’da WhatsApp üzerinden para gönderme ve alma servisini hizmete sokan şirket, yakında bunu bütün dünyaya sunmaya hazırlanıyor. Peki ya sonra? Siz WhatsApp’dan para gönderebilseniz, gidip bankamatik arayıp, bulduğunuzda sıra bekler misiniz? 
Finansal teknoloji şirketlerinin yapmak istediği de tam olarak bu. Modern teknoloji şirketlerinin uygulamaları kadar basit kullanılabilen bankacılık ve finansman uygulamaları geliştirmek. Sesli asistanlarla bunu entegre hale getirip; parmak izinizle, yüz taramayla hesaplara erişim sağlamak. Aklınıza birkaç mobil banka uygulaması geldi değil mi?
Softtech’in raporunda yer alan bu adımlık aşamayı geçmek, doğrudan finansal teknolojinin ne olduğunu iyi bir şekilde kavrayan insanlara bağlı. Ne kadar çok insan bilirse o kadar çok ihtiyaç ortaya çıkar. Eninde sonunda gerekli yatırım için kaynak bulunur, yöneticilerden destek alınabilir.
Çin ve ABD merkezli finansal teknoloji şirketlerinin kontrol ettiği para miktarı, artık HSBC gibi global ve geleneksel bankaların elindeki para miktarına çok yaklaştı. Üstelik söz konusu şirketlerin şubesi yok, bankamatiği yok; sadece mobil uygulama ve internet hizmetleri var. 
Softtech'in raporunda yer verdiği bu İbni Arabi sözü , günümüz koşullarında dünyayı anlamak, öğrendiklerinin üzerine birşeyler katmak isteyenler için bir küpe niteliği taşıyor. Türkiye'nin finansal teknolojiler konusunda büyük bir merkez haline gelmesi, Ardahan'dan Çanakkale'ye kadar herkese fayda sağlayacak bir durum. Artık buğday üreticileri için bile kripto paranın yer aldığı bir dünyadan söz ediyoruz. Yeniliklere açık olmak, önce bilgiyi tam olarak anlamakla başlayan bir süreç. Ardından mevcut bilgiyle yeni bilgiler üretmek, katma değerli işler ortaya koymak gerekiyor. 

Hiç yorum yok

bizleri takip ettiğiniz için teşekkür ederiz