Nuray ÇAVUŞ: EĞİTİM SİSTEMİMİZ
Yeni öğretim yılı
başladı. Tüm çocuklarımıza ve öğretmenlerimize hayırlı olsun. Ama gerçekten
hayırlı olacak mı? Acaba kervan yine yolda mı dizilecek? Çünkü sürekli değişen
eğitim sistemi ve bunu takip edemeyen öğrenciler, öğretmenler ve biz veliler…
Gerçekten eğitim
sistemimiz o kadar değişken ve yapbozla dolu ki…Aklıma
bazen delice sorular geliyor. Neden yaptıklarımızı sürekli değiştiriyoruz,
bunca denemeye rağmen hala neden doğruyu bulamıyoruz gibi gibi…
Çocuklarımız LGS’ye
girip “Nitelikli” dediğimiz okullara
girmeye çalışıyor. Peki diğer okullar “Niteliksiz” mi? Devletin görevi tüm okulları “Nitelikli Okul” seviyesine
getirmek değil mi? Başkentte okuyan bir çocukla Ağrı’nın bir köyünde okuyan
çocuk aynı seviyede eğitim alması gerekmiyor mu? Oradaki zeki çocuklarımız aynı
şansa neden sahip olamıyor? Bu durumda eğitimde eşitlik ilkesi ihlal edilmiş
olmuyor mu? Ben bu sorulara yıllardır cevap bulamadım sizler bulabildiniz mi?
Aslında hepimiz bu soruları ve cevaplarını biliyoruz galiba…
Bir de geçmiş
yıllardaki eğitim sistemine bakalım. Ulu Önder Atatürk yeni bir ulus oluştururken ilk ele aldığı konu eğitimdi. Köy Enstitülerini kurarak eğitimde devrim
niteliğinde yenilikler yapmıştır. Ama zamanla halkın bilinçlenmesinden rahatsız
olan bir kesim eğitime kasıtlı olarak zarar vermiştir. Bu ayrı bir konu olarak
işlemek isterim. Ama bizler de şanslı olanlardandık.
Ben kendi
öğrenciliğimden örnek vermek istiyorum. Hem kahramanım dediğim rahmetli ilkokul
öğretmenim Abdülmecit Hayrabolu’luyu da yad etmiş olacağım. Bir köy okulunda
Öğretmen Okulu mezunu olan öğretmenimizin bizim hayatımıza nasıl dokunduğunu,
hayallerimizi nasıl büyüttüğünü anlatmak istiyorum. Dersler konusunda şehirdeki
eğitim gören öğrencilerden farkımız yoktu. Hatta dersin dışında folklor,
mandolin ve bağlama çalmayı bizlere öğretmişti. İlkokulda nota bilgisinin yanı
sıra iki enstrüman çalabiliyorduk. Bunun yanında tiyatro çalışmaları da
yapıyorduk. Yıl sonu müsamerelerinde usta bir tiyatrocu ve müzisyen gibi
gösteriler yapıyorduk. Ailelerimiz de bu gösterileri izleyip bizlerle gurur
duyuyorlardı. Bu etkinlikler sayesinde kendini ifade edebilen özgüvenli
bireyler olarak yetiştik.
Hatta bir kez okulumuza
müfettişler gelmişti. Okulumuza gelen müfettişler bu küçük okulda bu kadar
bilgili, donanımlı çocukları görünce çok mutlu oldular. Hatta onlara da
bağlamalarımızla mini bir konser verdik.
Öğretmenimiz bizi böyle
bilgili, donanımlı yetiştirmesinin yanında bize hayatta dik durmayı,
hayallerimize sahip çıkmayı, büyüklerimize saygıyı, insan-hayvan ve doğa
sevgisini, kısacası sevginin kutsallığını kalplerimize yerleştirdi. Biz de o
büyük yürekli öğretmenimizi hep kalbimizde taşıdık. Eğitim hayatımda daha sonra
pek çok öğretmenim oldu. Hepsi de hayatıma değer kattı. Bu yüzden tüm
öğretmenlerimize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Öğretmenlerimiz hala çok
değerli ve canla başla bu sisteme rağmen görevlerini en iyi şekilde yapmaya
çalışıyorlar. Sorun öğretmenlerimizden değil sistemden kaynaklanıyor. Umarım
eğitim sistemimiz artık yapboz tahtası olmaktan çıkıp daha verimli hale gelir.
Sevgiyle kalın…
Nuray ÇAVUŞ
Hiç yorum yok
bizleri takip ettiğiniz için teşekkür ederiz